Bugun...


İsa IRMAK

facebook-paylas
MİRAÇ KANDİLİ
Tarih: 20-01-2025 09:27:00 Güncelleme: 20-01-2025 09:27:00


   بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيم

أَجْمَعِينَ وَصَحْبِهِ وَآلِهِ مُحَمَّدٍ سَيِّدِناَ عَلىَ وَالسَّلاَمُ وَالصَّلاَةُ الْعَالَمِينَ رَبِّ لِلهِ اَلْحَمْدُ

 

MİRAÇ KANDİLİ (26 OCAK 2025)

 

“Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Harâm'dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir.” (İsrâ, 1)

İsrâ ve Miraç olayı Yüce Allah’ın sevgili peygamberine bir mükâfatı ve ilahi bir mucizesidir. Çektiği bütün sıkıntıları, içine düştüğü üzüntüleri, zorlukları ve yorgunlukları, hatta kendisine vahyedilenleri tebliğ ederken ve davetini yayarken karşılaştığı zorlukları unutturacak bir hediyedir.

Hicretten bir buçuk yıl kadar önce Recep ayının yirmi yedinci gecesi Peygamber Efendimiz (s.a.v), Cebrail vasıtasıyla Mekke’den alınmış, oradan Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya getirilmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) burada birçok peygamberle görüşmüş ve onlara imamlık yaparak namaz kıldırmıştır. Hz. Peygamber’in (s.a.v) Mekke’den alınıp Kudüs’e getirilmesine, Kuran’ın tabiriyle “Gece yürüyüşü” anlamına gelen “Leyle-i İsra” adı verilmektedir.

Miraç ise “yükseliş, yükseğe çıkış, basamak basamak, semaya doğru merhaleler katederek yükselmek” demektir.

Miraç isrâdan sonra ikinci merhaledir. Bir başka ifade ile o gece iki mucize yaşanmıştır. Birincisi isrâ (Mescid-i Harâm’dan Mescid-i Aksâ’ya geceleyin kısa bir zaman dilimi içinde getiriliş), ikincisi ise Miraç, yani semaya yükseltiliştir.

Hüzün Yılı

Rasulullah (s.a.v) Mekke’de insanlara hakkı tebliğ etmesinden dolayı müşrikler tarafından çeşitli eziyetlere maruz bırakılmıştı. Kendisine, ailesine ve müminlere ambargo uygulanmış, kimse onlarla alışveriş yapmamış, günlük ihtiyaçlarını giderme hususunda bile sıkıntı içine girmişlerdi.

Üç yıla yakın süren ticarî ve içtimaî ambargo nihayet bitmişti. Müslümanlar sevinç içindeydi. Esasen iki şey sevinmeye değerdi. Bunların birincisi şüphesiz zulüm ve baskının bitişiydi, diğeri de acı ve büyük imtihandan başarı ile çıkışlarıydı.

Şimdi geçirilen sıkıntılı yılların yaraları sarılmaya çalışılıyordu. Muhasaranın bitmesinden yaklaşık sekiz ay geçmişti ki iki üzücü hadise meydana geldi:

Resûlullah’ı (s.a.v) küçük yaşlarda iken bakıp büyüten, sonraki yıllarda da müşriklere karşı koruyan Ebû Tâlib hayata gözlerini yumdu.

Ebû Tâlib’in vefatından üç gün sonra da Allah Resûlü’ne (s.a.v) ilk inanan ve daima yanında yer alan vefalı eşi Hatice validemiz (r.anha) vefat etti.

Onların vefatları ve geride bıraktıkları derin hüzün sebebiyle bu yıla “hüzün yılı” dendi.

Ancak Rabbu’l-Alemin, alemlere rahmet olarak gönderdiği Habibini en güzel şekilde teselli edecek, O’nun gönlünü üzüntü içinde bırakmayacaktı.

Nitekim o yıl içerisinde bir akşam vakti, Rasul-ü Ekrem (s.a.v) Kabe’nin yanında Hatim denilen yerde uzanırken, Cebrail (s.a.v) geldi ve Burak ismi verilen bir bineğe bindirerek, Mekke’deki Mescid-i Haram’dan, Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya götürdü. Oradan da, birlikte manevi bir binekle göklere yükseldiler. Gök katlarında Hz. Adem (a.s), Hz. İdris (a.s), Hz. Musa (a.s), Hz. İbrahim (a.s) gibi peygamberlerle görüşerek “Sidretü’l-Müntehâ”ya kadar çıktılar.

Cebrail (s.a.v), Sidre’den öteye geçemeyeceğini söyleyip, Resulullah’a (s.a.v) ilahi huzura giden yolu gösterdi. Resul-ü Ekrem buradan itibaren “Refref” isimli bir binekle Cenab-ı Hakk’ın huzuruna alındı. Mekandan münezzeh bir şekilde Cenab-ı Hakk ile konuşan Resulullah (s.a.v), tazim ve hürmetle selamlarını arzetti. Cenab-ı Hakk da rahmet ve bereket ifadeleri ile O‘nun selamına karşılık verdi.

Şöyle ki: Hazreti Peygamber (s.a.v): “Ettehıyyâtü lillâhi ve’s-salavâtu ve’t-tayyibât: Bütün tazimler, tekrimler, dille ve bedenle yapılan her türlü ibadet yalnız Allah’a mahsustur.” buyurarak selam verdi. Cenab-ı Rabbi’l-Alemin de: “Esselâmü aleyke eyyühe’n-nebiyyü ve rahmetullahi ve berekâtuh: “Ey Nebi, Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi senin üzerine olsun.” buyurdu.

Sonra karşılıklı iki dostun konuşması harf ve sesten münezzeh olarak devam etti. Miracın bundan sonraki tafsilatını anlamaktan ve anlatmaktan insanoğlu acizdir. O habib ile mahbub arasında kalan bir sırdır. Fakat Allah Rasulü (s.a.v), meleklerin ulaşamadığı noktaları tuttu. Arş, Kürsî, Cennet ve Cehennem gibi varlıkları bütün azametiyle gördü. Ta ki döndüğü zaman bu alemleri ümmetine yakîn ile haber versin.

Necm sûresi 10. âyette bildirildiği gibi, “Allah kuluna vahyetmek istediğini vahyetti.” Cibrîl (a.s) bu makamda bulunmadığına göre bu vahiy, keyfiyetini bilmediğimiz bir şekilde doğrudan vahiydi.

Bu makamda Allah Resûlü’ne üç şey verildi:

• Beş vakit namaz farz kılındı.

• Bakara sûresinin son iki âyeti vahyedildi.

• Ümmetinden Allah’a şirk koşmayanların cennete girecekleri müjdesi verildi.

Ayrıca gelecek günlerde ümmetini ikaz için nice âkıbetler kendisine gösterildi.

Bunların yanında Miraç’ta, Efendimize (s.a.v) şu emirler de bildirildi:

1- Allah’tan başkasına kulluk etmemek,

2- Ana ve babaya iyi davranmak,

3- Hısıma, yoksula, yolda kalmışa hakkını vermek,

4- Cimri ve müsrif olmamak,

5- Evladını yoksulluk korkusu ile öldürmemek,

6- Fuhuş ve zinaya yaklaşmamak,

7- Cana kıymamak,

8- Yetim malı yememek,

9- Ahdi (verilen sözü) yerine getirmek,

10- Ölçü ve tartıda hile yapmamak,

11- Hakkında bilgi sahibi olunmayan şeyin ardına düşmemek,

12- Yeryüzünde gurur ve kibirle yürümemek, büyüklük taslamamak. (Bkz. İsra, 22-39)

Resul-ü Ekrem (s.a.v) Sidre’ye indiğinde Cebrail’i (a.s) asıl şekli ile gördü. Cennete gideceklerin erişecekleri mutlulukları ve cehennemi hak edenlerin çekecekleri cezaları gördü. Daha sonra gökten Kudüs şehrine indiler ve orada Resul-i Ekrem, bütün peygamberlere imamlık ederek birlikte namaz kıldılar. Buradan Mekke’ye döndüler ve Efendimiz (s.a.v) Hatim’e ulaştığında, hiç ayrılmamış gibi yattığı yerin sıcak olduğunu hissetti.

Peygamber Efendimiz sabah olunca başından geçenleri Ümmü Hânî’ye anlattı. Yanından ayrılırken Ümmü Hânî ridâsının eteğini tuttu: “Yâ Nebiyyallah! Bunu insanlara anlatma, inkâr ederler, seni yalancılıkla itham eder, sana eziyet ederler” dedi. Çünkü vahye inanmayan, inen âyetlerin insan sözünden ne kadar farklı olduğunu gören, gizli veya açık bunu itiraf edenler bile onun vahiy olduğuna inanmıyorlardı. Onlara inanmayan buna nasıl inanırdı? Ümmü Hânî endişeliydi. Kureyş yeni bir alay konusu bulacak, yeni bir sataşma ve hakaret fırsatı yakalayacaktı.

Resûlullah (s.a.v) ona kesinlikle anlatacağını söyledi. Bu onun vazifesiydi. Yaşadıklarını da, aldığı emirleri de saklayamazdı.

Allah Resûlü gecenin bir diliminde Kudüs’e intikalini ve Mirac’ı, orada gördüklerini, yaşadıklarını anlattı. Müminler onun anlattıklarına inanıyorlar, tasdik ediyordu. Müşrikler ise Ümmü Hânî’nin dediği gibi inkâr ve alay için yeni bir fırsat yakalamışlardı. Anlatılanları, sadece inkârla da kalmıyor, haberi dalga dalga yayıyor, ileriden beri inkârlarını haklı çıkaracak bir imkân ele geçirmenin, fırsat bulmanın hazzını yaşıyorlardı.

Bir gecede Kudüs’e gelinip gidilir miydi? Bu akla ve mantığa sığar mıydı? Buna da mı inanılırdı? İnananlar bu kadar mı saftı?

Ancak Resûl-i Ekrem (s.a.v) ciddiydi. Kendisinden emindi. Onu zor duruma, belki de gülünç duruma düşürmek için sorular sormaya başladılar.

Önceden Kudüs’ü, Mescid-i Aksâ’yı görenler vardı. Kapıları, pencereleri, belli alametler ile ilgili sorular birbirini takip ediyor, Allah Resûlü (s.a.v) de cevaplandırıyordu. Cevap umdukları gibi onları sevindirmiyor, alay etmelerine fırsat vermiyor, durumu daha da ciddileştiriyordu. Çünkü Peygamber Efendimiz’in bütün sorulara kesin ve net cevaplar veriyordu. Soruların içinde Mescid-i Aksâ’da bulunduğu sırada dikkat etmediği şeyler de vardı. Ancak Rabb’i resûlünün tekzibine (yalanlanmasına) izin vermemiş, Beytülmakdis’i (Mescid-i Aksâ) gözünün önüne getirmişti. O, gördüklerini söylüyordu.

Hem Buhârî’nin hem de Müslim’in naklettiği bir hadiste Allah Resûlü şöyle buyurur: “Kureyşliler gece Beytülmakdis’e götürülüşümü inkâr ettiğinde Hicr-i İsmail’de durmuştum. Allah açık ve net olarak Beytülmakdis’i bana gösterdi. Onlara alametlerini Beytülmakdis’e bakarak haber veriyordum. Sorular bitinceye kadar da böyle devam etti.”

Müşriklerin istediği olmamıştı, bir türlü Peygamber Efendimiz’i (s.a.v) istedikleri duruma düşürememişlerdi. Onu bırakmışlar sahabilerine yükleniyorlar, onların zihnini bulandırmaya çalışıyorlardı. Bu çalışmalar da fayda vermiyordu. Hz. Ebû Bekir’e (r.a), “Duydun mu adamının ne söylediğini? Dün gece Muhammed Kudüs’e gitmiş, göklere çıkmış… Buna da mı inanacaksın?” demişlerdi. Sonra da Hz. Ebû Bekir’in (r.a) cevabıyla donup kalmışlardı.

“Bunları o söylüyorsa elbette ki doğrudur ve ben inandım. Ben onu bundan daha önemli şeylerde tasdik ettim, bunda da ederim. Akşam-sabah vahiy geldiğini söylüyor ve ben onlara inanıyorum.”

Hz. Ebû Bekir (s.a.v) bu sözlerinden sonra “Sıddîk” lakabını alıyordu.

Müşrikler, ümitlerini Resûlullah’ın yolda gelen kervanlarla ilgili verdiği bilgilerin ve haberlerin yanlış çıkmasına bağlamışlardı, olmadı, çıkmadı. Her gelen kervan Resûlullah’ı haklı çıkarıyor, haberler onu tasdik ediyordu.

Miraç, bir dönüm noktası oldu. Cibrîl (a.s) gelerek Allah Resûlü’ne (s.a.v) bir gün, her vaktin ilk diliminde namaz kıldırdı ve ümmetinin namazının nasıl olduğunu öğretti. İkinci gün de son diliminde namaz kıldırdı ve “Ümmetinin namazı bu iki vaktin arasıdır” diyerek vakitleri de tayin etmiş oldu.

Resûlullah’ın (s.a.v) yılmamıştı, yılmayacaktı, sabrın ve sebatın yeni örneklerini sergileyecekti. “Rabb’in için sabret” (Müddessir, 7) buyruğunun gereğini yerine getirecekti.

Buhari Hadisi

İmam Buhari (rh.a) Katade (rh.a)’den şöyle rivayet eder: “Hz. Enes b. Malik (r.a), Malik İbnu Sa’sa’a (r.a)‘dan naklen anlatıyor: Resulullah (s.a.v), onlara, Mirac’a götürüldüğü geceyi anlatarak demiştir ki:

- Ben Kabe’nin avlusunda Hatim kısmında -belki de Hıcr’da demişti- yatıyordum. -Bir rivayette şu ilave var: Uyku ile uyanıklık arasında idim.- Derken bana biri (Cebrail a.s.) geldi, şuradan şuraya kadar (göğsümü) yardı.

Ravilerden biri yanında oturan Carud’a bununla ne kastedildiğini sorar. O da, bu sözüyle boğaz çukurundan kıl biten yere kadar olan kısmı kastettiğini söyler. Sonra anlatmaya devam eder:

- Kalbimi çıkardı. Sonra bana, içerisi imanla (ve hikmetle) dolu, altından bir kap getirildi. Kalbim (çıkarılıp su ve zemzem ile) yıkandı. Sonra içerisi (imanla) doldurulup tekrar yerine kondu. Sonra bu işlemi bir daha yaptı. Sonra merkepten büyük katırdan küçük beyaz bir hayvan getirildi.

Carud, raviye der ki: “Bu Burak’tı, ey Ebu Hamza!”

Enes b. Malik (r.a.) da “Evet!” diye karşılık verdi. Sonra anlatmaya devam etti:

- Ön ayağını gözünün gittiği en son noktaya koyarak yol alıyordu. Ben onun üzerine bindirilmiştim. Böylece Cibril (a.s) beni götürdü. Dünya semasına kadar geldik. Kapının açılmasını istedi. “Gelen kim?” diye soruldu. “Cibril!” dedi. “Beraberindeki kim?” denildi. “Muhammed (s.a.v)!” dedi. “O’na Miraç daveti gönderildi mi?” denildi. “Evet!” dedi. “Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliştir!” denildi.

- Derken kapı açıldı. Kapıdan geçince, orada Hz. Adem (a.s)‘ı gördüm. Denildi ki:

- Bu babanız Adem’dir! O’na selam ver!

Ben de selam verdim. Selamıma karşılık verdi. Sonra bana dedi ki:

- Salih evlad hoş gelmiş, salih peygamber hoş gelmiş!”

Sonra Hz. Cebrail beni yükseltti ve ikinci kat semaya geldik. Kapıyı çaldı. “Bu gelen kim?” denildi. “Ben Cibril’im!” dedi. “Beraberindeki kim?” denildi. “Muhammed (s.a.v)!” dedi. “Ona Mirac daveti gönderildi mi?” denildi. “Evet!” dedi. “Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliş!” dediler.

Derken bize kapı açıldı. İçeri girince, Hz. Yahya (a.s) ve Hz. İsa (a.s) ile karşılaştım. Bu ikisi teyze oğullarıydı. Hz. Cebrail (a.s) dedi ki:

- Bunlar Hz. Yahya ve Hz. İsa (a.s)’dırlar, onlara selam ver!

Ben de selam verdim. Onlar da selamıma karşılık verdiler. Sonra şöyle dediler:

- Hoş geldin salih kardeş, hoş geldin salih peygamber!

Sonra Cebrail (a.s) beni üçüncü kat semaya çıkardı. Kapıyı çaldı. “Bu gelen kim?” denildi. “Ben Cibril’im!” dedi. “Beraberindeki kim?” denildi. “Muhammed (s.a.v)!” dedi. “Ona Miraç daveti gönderildi mi?” denildi. “Evet!” dedi. “Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliş!” dediler.

Kapı bize açıldı. İçeri girince Hz. Yusuf (a.s) ile karşılaştık. Cebrail (a.s) dedi ki:- Bu Yusuf’dur (a.s), ona selam ver!

Ben de selam verdim. Selamıma karşılık verdi. Sonra dedi ki:

- Salih kardeş hoş gelmiş, salih peygamber hoş gelmiş!

Sonra Cebrail (a.s) beni dördüncü kat semaya çıkardı. Kapıyı çaldı. “Bu gelen kim?” denildi. “Ben Cibril’im!” dedi. “Beraberindeki kim?” denildi. “Muhammed (s.a.v)!” dedi. “Ona Miraç daveti gönderildi mi?” denildi. “Evet!” dedi. “Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliş!” dediler.

Kapı açıldı. İçeri girdiğimizde, Hz. İdris (a.s) ile karşılaştık. Hz. Cebrail (a.s) dedi ki:

- Bu İdris’dir (a.s), ona selam ver!

Ben selam verdim. O da selamıma mukabele etti. Sonra bana dedi ki:

- Salih kardeş hoş geldin, salih peygamber hoş geldin!

Sonra Hz Cebrail (a.s) beni yükseltti. Beşinci kat semaya geldik. Kapıyı çaldı. “Bu gelen kim?” denildi. “Ben Cibril’im!” dedi. “Beraberindeki kim?” denildi. “Muhammed (s.a.v)!” dedi. “Ona Miraç daveti gönderildi mi?” denildi. “Evet!” dedi. “Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliş!” dediler.

Kapı açıldı. İçeri girince, Harun (a.s) ile karşılaştık. Cebrail (a.s) dedi ki:

- Bu Harun’dur (a.s), ona selam ver!

Ben selam verdim, o da selamıma karşılık verdi dedi ki:

- Salih kardeş hoş geldin, salih peygamber hoş geldin!

Sonra Cebrail (a.s) beni yükseltti ve altıncı kat semaya geldik. Kapıyı çaldı. “Bu gelen kim?” denildi. “Ben Cibril’im!” dedi. “Beraberindeki kim?” denildi. “Muhammed (s.a.v)!” dedi. “Ona Miraç daveti gönderildi mi?” denildi. “Evet!” dedi. “Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliş!” dediler.

Kapı açıldı. İçeri girince, Hz. Musa (a.s) ile karşılaştık. Hz. Cebrail (a.s) dedi ki:

- Bu Hz. Musa’dır (a.s), ona selam ver!

Ben selam verdim, o da selamıma mukabelede bulundu. Sonra dedi ki:

- Salih kardeş hoş geldin, salih peygamber hoş geldin!

Ben onun yanından geçince ağladı. Kendine: “Niye ağlıyorsun?” denildi. Şöyle cevap verdi:

- Çünkü, benden sonra bir delikanlı peygamber oldu. Onun ümmetinden cennete gidecekler benim ümmetimden cennete gideceklerden daha çok!

Sonra Cibril (a.s) beni yedinci kat semaya çıkardı ve sonra kapıyı çaldı. “Bu gelen kim?” denildi. “Ben Cibril’im!” dedi. “Beraberindeki kim?” diye soruldu. “Muhammed (s.a.v)!” dedi. “Ona Mirac daveti gönderildi mi?” denildi. “Evet!” dedi. “Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliş!” dediler.

İçeri girince, Hz. İbrahim (a.s) ile karşılaştık. Cebrail (a.s) dedi ki:

- Bu baban İbrahim’dir (a.s), ona selam ver!

Ben selam verdim. O da selamıma mukabele etti. Sonra dedi ki:

- Salih oğlum hoş geldin, salih peygamber hoş geldin!

Sonra Sidretü’l-Münteha‘ya çıkarıldım. Bunun meyveleri (Yemen‘in) Hecer şehrinin testileri gibi iri idi, yaprakları da fil kulakları gibiydi. Cebrail (a.s) bana dedi ki:

- İşte bu Sidretü’l-Münteha’dır!

Burada dört nehir vardı: İkisi batıni (gizli) nehir, ikisi zahiri (açık) nehir! Ben sordum:

- Bunlar nedir, ey Cibril?

Cebrail (a.s) dedi ki:- Şu iki batıni nehir cennetin iki nehridir. Zahiri olanların biri Nil, diğeri Fırat’tır!

Sonra bana el-Beytü’l-Ma‘mur gösterildi. Her gün oraya yetmiş bin melek giriyordu. Sonra bana bir kap içecek, bir kap süt, bir kap da bal getirildi. Ben bunların içinden sütü seçtim. Cebrail (a.s) dedi ki:

- Bu seçtiğin fıtrattır! Sen ve ümmetin bu fıtrat (yaratılış) üzerindesiniz!

Sonra bana, günde elli vakit olmak üzere namaz farz kılındı. Oradan geri döndüm. Hz. Musa’ya (a.s) uğradım. Bana sordu:

- Ne ile emrolundun?”

Ben de dedim ki:

- Bir günün gece ve gündüzde elli vakit namazla!

Bana dedi ki:

- Ümmetin her gün elli vakit namaz kılmaya güç yetiremez. Vallahi ben, senden önce insanları tecrübe ettim. İsrailoğullarına muamelelerin en şiddetlisini uyguladım fakat muvaftak olamadım. Sen çabuk Rabb’ine dön! Elli vakit namazdan ümmetin için hafifletme talep et!

Ben de hemen döndüm (hafifletme istedim, Rabb’im) benden on vakit namaz hafifletti. Musa’ya (a.s) tekrar uğradım. Yine bana sordu:

- Ne ile emrolundun?

Ben dedim ki:

- Benden on vakit namazı kaldırdı!Musa (a.s) dedi ki:

- Rabb’ine dön! Ümmetin için daha da azaltmasını iste!

Ben döndüm. Rabb’im benden on vakit daha kaldırdı. Dönüşte yine Musa’ya (a.s) uğradım, bana aynı şeyi söyledi. Ben, beş vakitle namazla emrolununcaya kadar bu şekilde Hz. Musa ile Rabb’im arasında gidip gelmeye devam ettim. Bu sonuncu defa da Hz. Musa’ya (a.s) uğradım. Yine bana sordu:

- Ne ile emredildin?

Ben de dedim ki:

- Her gün beş vakit namazla!

Bana dedi ki:

- Senin ümmetin her gün beş vakit namaza da takat getiremez. Vallahi ben, senden önce insanlan tecrübe ettim. İsrailoğullarına muamelelerin en şiddetlisini uyguladım fakat muvaffak olamadım. Rabb’ine dön, hafifletme talep et!

Ben de dedim ki:

- Rabb’imden çok fazla talepte bulundum! Artık utanıyorum, daha da hafifletmesini isteyemem! Ben beş vakte razıyım. Allah’ın emrine teslim oluyorum!

Musa’yı (a.s) geçer geçmez bir münadi (Allah adına) nida etti:

- Farzımı kesinleştirdim, kullarıma hafiflettim, de!

Bir rivayette şu ziyade geldi: Namazlar (günde) beştir (vakittir). Ve onlar (sevap bakımından) ellidir, de. Artık katımda hüküm değişmez!”

Namaz Müminin Miracıdır

Peygamberimiz’in (s.a.v), Miraç’ta gerçekleşen Allah ile mülakatı hadisesi, namaz içinde örnek olarak yaşanmaktadır. Bu sırra işaret için Peygamberimiz (s.a.v) “Namaz müminin miracıdır” buyurmuştur.

Namaz, kulun günde beş defa Yaradanın huzuruna çıkması O’nunla buluşması, divanında durması ve O’nunla yüz yüze gelmesi demektir. Bu yüce divanda, arada hiçbir vasıta olmadan her türlü dilek ve ihtiyacını kul bizzat Allah’a arz eder, O’na sığınır, yalnızca O’ndan yardım diler.

Namaz, dinin direği, imanın alameti, amellerin en faziletlisi ve Allah’a en sevimli olanıdır. Namaz, kalbin nuru, gönüllerin sefası, takva ehlinin göz aydınlığı, müminlerin miracıdır.

Bu sebeple her mümin namaza başladığında, namazın kendisinin miracı olduğunu, dolayısıyla yüce Allah’ın huzurunda bulunduğunu bilmelidir. “Kulun Rabbine en yakın olduğu an secde halidir” buyuran Rasul-i Zişan Efendimiz (s.a.v) müminin miracını böyle izah etmektedir. Nitekim Allah (c.c) “…biz ona şah damarından daha yakınız” (Kaf, 16) buyurmuyor mu? 

Miraç Gecesini Nasıl İhya Etmeliyiz?

Miraç gecesi, ulvi bir gecedir. Bu mübarek geceyi gaflet içerisinde geçirmemeli, ibadetle Allah’a karşı şükran borçlarımızı ödemeliyiz. Namaz kılmalı, Kur’an okumalı ve Allah’tan af ve bağışlanma dilemeliyiz. Ayrıca ailemize de bu gecenin anlam ve önemini öğretmeliyiz. Çevremizdeki yoksullara ve kimsesiz çocuklara yardım elimizi uzatmalıyız. Annemizi, babamızı ve büyüklerimizi ziyaret edip dualarını almalıyız. Ebediyete intikal etmiş olanlarımızı rahmetle anarak ruhlarını şadetmeliyiz. Dostlarımızla tebrikleşmeli, sevgi ve saygı duygularımızı perçinlemeliyiz.

Mümin mübarek kandil gecelerini birer fırsat bilmeli, bu müstesna zaman dilimlerinde Allah’a daha da yakın olmaya çalışmalıdır. Şunu unutmamalıdır ki, Allah’a yakınlık, O’nun emirlerini yerine getirmek, yasak ettiği şeylerden kaçınmakla mümkündür. 

Halife Ömer b. Abdülaziz (rh.a) Basra valisi Haccac’a gönderdiği bir mektupta şöyle demiştir: “Sana, senenin dört gecesini tavsiye ediyorum. Bu gecelerde Allah Teala’nın rahmeti sağanak halinde yağar: Recep ayının ilk gecesi (Regaip Kandili) ile yirmi yedinci gecesi (Miraç Kandili), Şaban ayının yarısındaki gece (Berat Kandili) ve Ramazan Bayramı gecesi (bayramın bir gün öncesinin akşamı).”

 

وَآخِرُ دَعْوَانَا أَن الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

 

[1] Miraç Kandili, Hüseyin Okur, Semerkand Aile Dergisi, Temmuz 2009.

[2] Alemlere Rahmet, Dr. Şerafettin Kalay

[3] Gökler O'na Kucak Açtı, Mehmet Emir, Semerkand Dergisi, Ekim 2001.

[4] Müslim, İmân, 1/157 (nr. 279).

[5] Alemlere Rahmet, Dr. Şerafettin Kalay

[6] Mirac-ı Nebi, Mehmet Işık, Semerkand Dergisi, Kasım 1999.

[7] Buhârî, Fezâilü Ashâbi’n-Nebî, 14/4; Müslim, İmân, 1/156 (nr. 276).

[8] Alemlere Rahmet, Dr. Şerafettin Kalay

[9] Buhari, Bed’u’l-Halk 6, Enbiya 22, 43, Menakıbu’l-Ensar, 42; Müslim, İman 264 (164); Tirmizi, Tefsir, İnşirah, (3343); Nesai, Salat 1, (1, 217-21 8); Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 17380.

[10] Kalplerin Keşfi (Mükaşefetü'l-Kulub), İmam-ı Gazali, Semerkand Yayınları, sf.635-639.

[11] Münâvî, Feyzû'l-Kadir., 1/497; Bıırsevi, Rûhu'l-Beyân, 8/134; Râzî, Mefâtîhu'l-Gayb, 1/266.

[12] Müslim, nr.482; Münzirî, et-Tergîb ve't-Terhîb, nr.551.

[13] Miraç Kandili, Hüseyin Okur , Semerkand Aile Dergisi, Temmuz 2009.

[14] Miraç Kandili, Hüseyin Okur , Semerkand Aile Dergisi, Temmuz 2009.

[15] Miraç Kandili, Hüseyin Okur , Semerkand Aile Dergisi, Temmuz 2009.



Bu yazı 12 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HAVA DURUMU
PUAN DURUMU
Takım O G M B A Y P AV
1 Galatasaray 26 22 1 3 55 14 69 +41
2 Fenerbahçe 26 21 1 4 68 21 67 +47
3 Trabzonspor 26 13 9 4 42 33 43 +9
4 Beşiktaş 26 13 9 4 37 31 43 +6
5 Kasımpaşa 26 11 9 6 47 48 39 -1
6 Çaykur Rizespor 27 10 11 6 28 40 36 -12
7 Antalyaspor 26 8 7 11 31 29 35 +2
8 Sivasspor 26 8 8 10 30 36 34 -6
9 Başakşehir FK 26 9 11 6 33 33 33 0
10 Samsunspor 27 9 12 6 33 36 33 -3
11 Adana Demirspor 26 7 8 11 39 35 32 +4
12 Kayserispor 26 9 9 8 32 36 32 -4
13 MKE Ankaragücü 26 6 9 11 30 32 29 -2
14 Hatayspor 26 6 9 11 32 35 29 -3
15 Alanyaspor 26 6 9 11 31 39 29 -8
16 Fatih Karagümrük 26 7 12 7 31 30 28 +1
17 Gaziantep FK 26 7 12 7 31 38 28 -7
18 Pendikspor 26 6 12 8 31 51 26 -20
19 Konyaspor 26 5 11 10 24 39 25 -15
20 İstanbulspor 26 3 17 6 20 49 12 -29
Takım O G M B A Y P AV
1 Eyüpspor 23 18 4 1 57 18 55 +39
2 Göztepe 23 14 5 4 39 15 46 +24
3 Kocaelispor 23 13 6 4 36 25 43 +11
4 Bodrumspor 23 12 5 6 33 15 42 +18
5 Sakaryaspor 23 11 5 7 35 25 40 +10
6 Bandırmaspor 23 10 7 6 31 20 36 +11
7 Boluspor 23 10 7 6 22 24 36 -2
8 Çorum FK 23 10 8 5 37 24 35 +13
9 Gençlerbirliği 23 8 7 8 23 24 32 -1
10 Erzurumspor FK 23 8 6 9 23 20 30 +3
11 Keçiörengücü 23 8 10 5 21 28 29 -7
12 Manisa FK 23 6 8 9 26 24 27 +2
13 Ümraniyespor 23 7 10 6 25 32 27 -7
14 Adanaspor 23 7 14 2 20 35 23 -15
15 Şanlıurfaspor 23 5 11 7 16 28 22 -12
16 Tuzlaspor 23 6 13 4 23 40 22 -17
17 Altay 24 5 16 3 12 47 15 -35
18 Giresunspor 24 2 18 4 11 46 7 -35
Takım O G M B A Y P AV
1 Esenler Erokspor 24 18 4 2 57 21 56 +36
2 Van Spor FK 25 16 4 5 40 26 53 +14
3 1461 Trabzon FK 24 14 4 6 47 22 48 +25
4 Bucaspor 1928 25 13 3 9 34 15 48 +19
5 Yeni Mersin İdman Yurdu 25 13 4 8 37 18 47 +19
6 Ankaraspor 25 12 4 9 35 22 45 +13
7 Diyarbekir Spor 25 11 8 6 29 22 39 +7
8 Ankara Demirspor 24 11 10 3 31 29 36 +2
9 Karacabey Belediye Spor 25 8 8 9 22 21 33 +1
10 Nazilli Belediyespor 25 9 10 6 30 39 30 -9
11 Hes İlaç Afyonspor 24 7 9 8 16 24 29 -8
12 Kırklarelispor 25 7 10 8 20 30 29 -10
13 Beyoğlu Yeniçarşıspor 24 8 12 4 24 28 28 -4
14 Serik Belediyespor 25 6 11 8 19 27 26 -8
15 Altınordu 24 5 11 8 26 27 23 -1
16 Kırşehir Futbol SK 25 4 15 6 24 48 18 -24
17 Zonguldak Kömürspor 24 4 13 7 22 43 16 -21
18 Adıyaman FK 25 3 17 5 17 40 14 -23
19 Bursaspor 25 3 15 7 15 43 13 -28
Takım O G M B A Y P AV
1 Kepezspor FAŞ 18 13 1 4 34 8 43 +26
2 Aliağa Futbol A.Ş. 19 12 0 7 33 10 43 +23
3 52 Orduspor FK 19 10 4 5 25 15 35 +10
4 Ayvalıkgücü Belediyespor 19 9 5 5 20 15 32 +5
5 İnegöl Kafkas GK 19 8 5 6 21 17 30 +4
6 K.Çekmece Sinopspor 19 8 6 5 28 18 29 +10
7 Edirnespor 18 8 6 4 28 16 28 +12
8 Artvin Hopaspor 18 7 6 5 24 16 26 +8
9 Mardin 1969 Spor 19 7 9 3 21 21 24 0
10 Karabük İdmanyurdu Spor 19 7 9 3 15 27 24 -12
11 Talasgücü Belediyespor 19 7 11 1 23 31 22 -8
12 Kırıkkalegücü FK 18 5 9 4 11 22 19 -11
13 Gümüşhanespor 19 2 9 8 11 29 14 -18
14 Malatya Arguvanspor 18 2 13 3 8 27 9 -19
15 Tarsus İdman Yurdu 19 2 14 3 12 42 9 -30
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 24/02/2024 Kayserispor vs MKE Ankaragücü
 24/02/2024 Gaziantep FK vs Başakşehir FK
 24/02/2024 Fenerbahçe vs Kasımpaşa
 24/02/2024 Konyaspor vs Hatayspor
 25/02/2024 Sivasspor vs Pendikspor
 25/02/2024 Fatih Karagümrük vs Alanyaspor
 25/02/2024 Trabzonspor vs Adana Demirspor
 25/02/2024 İstanbulspor vs Beşiktaş
 26/02/2024 Galatasaray vs Antalyaspor
 01/03/2024 Kasımpaşa vs Sivasspor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 24/02/2024 Bandırmaspor vs Ümraniyespor
 24/02/2024 Çorum FK vs Bodrum FK
 24/02/2024 Adanaspor vs Göztepe
 25/02/2024 Boluspor vs Erzurumspor FK
 25/02/2024 Keçiörengücü vs Kocaelispor
 25/02/2024 Manisa FK vs Gençlerbirliği
 25/02/2024 Eyüpspor vs Sakaryaspor
 26/02/2024 Şanlıurfaspor vs Tuzlaspor
 01/03/2024 Ümraniyespor vs Altay
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 24/02/2024 Bucaspor 1928 vs Ankara Demirspor
 25/02/2024 Adıyaman FK vs Beyoğlu Yeniçarşıspor
 25/02/2024 1461 Trabzon FK vs Yeni Mersin İdman Yurdu
 25/02/2024 Esenler Erokspor vs Van Spor FK
 25/02/2024 Hes İlaç Afyonspor vs Diyarbekir Spor
 25/02/2024 Kırklarelispor vs Ankaraspor
 25/02/2024 Kırşehir Futbol SK vs Nazilli Belediyespor
 25/02/2024 Serik Belediyespor vs Altınordu
 25/02/2024 Zonguldak Kömürspor vs Karacabey Belediye Spor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 24/02/2024 Kepezspor FAŞ vs Karabük İdmanyurdu Spor
 25/02/2024 Aliağa Futbol A.Ş. vs 52 Orduspor FK
 25/02/2024 Ayvalıkgücü Belediyespor vs Artvin Hopaspor
 25/02/2024 Edirnespor vs İnegöl Kafkas GK
 25/02/2024 Gümüşhanespor vs K.Çekmece Sinopspor
 25/02/2024 Kırıkkalegücü FK vs Talasgücü Belediyespor
 25/02/2024 Mardin 1969 Spor vs Malatya Arguvanspor
Henüz anket oluşturulmamış.
NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI